BÖLÜM İKİ
Nash, dükkândan koşarak çıkmıştı. Leilia onun ardından gitmeliydi... Genç adam garip davranıyordu. Bir şeyler onun rahatsız ediyor olsa da, bu konu hakkında konuşmak istememişti. Genç adamı rahatsız eden konu hakkında genç kadının en küçük bir fikri bile yoktu. Keşke Percival Wrighta söz vermemiş olsaydı. Yeni Yıl akşamını Nashle geçirebilirdi. Genç kadın, bu teklifi kabul ederken ne düşündüğünü hâlâ bilemiyordu. Percival iyi biriydi ama genç kadın onun hayatının aşkı olarak görmüyordu.
Ben eve gidiyorum. dedi Capreciaya. Yarın bağda görüşürüz. Şaraphane Yeni Yılın ilk gününde kapalıydı ama yarın onlar için yine de iş günüydü. Mutluluk Üzüm Bağı, evden uzakta bir evdi. Kasabadan yaklaşık 50 Km dışarıda ve üzerinde küçük çiftlik evi olan bir mülktü. Genç kadın, geceyi geçirmek üzere kullanmaları için hepsinin ayrı odası olan bu evi kız kardeşleriyle paylaşıyordu. Ancak kasabadaki işleri yüzünden bu çok sık olmuyordu.
Leilia arabasına doğru yürüdü ve arabaya bindi. Arabayı çalıştırdı ve ısınması için birkaç dakika bekledi ve sonra vitesi sürüş moduna getirip stüdyo dairesine doğru yola koyuldu. Dairesine vardıktan sonra hızla bir duş aldı ve randevusu için hazırlanmaya başladı. İşin sonunda pişman olmamayı umut ediyordu. Percival onu Cadı Kazanında düzenlenecek bir çeşit partiye götürecekti. Kuzeni Esmeralda kahve dükkânının ortaklarından biriydi. Parti için Üzüm Aromalarından birkaç kasa pembe şampanya sipariş etmişlerdi. Yeni Yılı karşılarken bunları kullanacaklardı.
Genç kadın saçlarını kuruttu ve parlayıncaya kadar onları fırçaladı. Sonra neredeyse kalçasına kadar yırtmacı olan uzun mavi bir etek ve üzerine uzun kollu dantel işlemeleri olan siyah bir bluz giydi. Ondan sonra topukları yaklaşık sekiz santimetre olan sandaletleri ayağına geçirdi. Leilia fırsatı geldiğinde giyinmeyi severdi. Güzel şeyler giymek için çok fazla şansının olması ne kadar da kötüydü.
Kapının çalınmasıyla birlikte düşüncelerinden sıyrıldı. Genç kadın açmak üzere kapıya yöneldi. Percival kapının diğer tarafında koyu renk bir takım elbise ve gözlerine uyan yeşil kravatıyla zarif görünüyordu. Genç adam, bir gül uzattı. Neden hoşlandığından pek emin olamadım. Umarım bu iyi bir seçimdir.
Leilia gülü aldı ve kokladı. Genç kadın bütün çiçekleri sevse de güller onun en sevdiği çiçek değildi. Gerçi genç adamın bunu bilme şansı yoktu. Teşekkür ederim. dedi. Çok güzel.
İpek gibi bir sesle Sen de öyle. diye cevap verdi genç adam. Genç adamın bu cevabı genç kadını nedense rahatsız etmişti. Hazır mısın?
Evet dedi genç kadın ve çiçeği tezgâhın üzerine bıraktı. Leilia muhtemelen çiçeği suya koymalıydı, ama buna lüzum görmemişti. Neden bunu yapıyordu ki? Bunun anlamı neydi? Percival ona uygun biri değildi ama yinede onunla buluşmayı kabul etmişti. Genç kadın iç çekti ve kendini genç adamın eşliğinde geçireceği gece için hazırladı. Teklifi kabul etmişti ve şimdi sözünden dönmesi için çok geçti. Mantosunu alıp giydi ve kapıdan çıkan genç adamı takip etti.
Cadı Kazanına ulaşmaları çok zaman almamıştı. İçeri girdiklerinde mantosunu asan genç kadın dekorasyonu incelemeye başladı. Esmeralde ve Tristan kendilerini aşmışlardı. Kahve dükkânın etrafını saran küçük beyaz ışıklar ile her yerde balonlar vardı.
Buradasın diye bağıran Esmeralda, Leiliayı çabucak kucakladı. Sana bir şey getireyim mi?
Hayır. diye cevapladı Leilia. Böyle iyiyim.
Esmeralda Percivala döndü. Tristan seni arıyordu. Sanırım tezgâhın arkasında. Git ve ona bir merhaba de.
Birazdan giderim. Percival, Tristanın olduğu yöne doğru bir göz attı.
Sen bilirsin. dedi Esmeralde genç adama. Müşterilerle ilgilenmem gerek. Genç kadın Leiliaya döndü, Bana veda etmeden sakın gitme. dedi.
Hemen sonrasında Esmeralda ilgi alanına giren bir başka kişiyle konuşmak üzere uzaklaştı. İşte kuzeni böyleydi. Hayatı her zaman parti gibi yaşardı.
Bir şeyler içmek ister misin? Leilia neredeyse gözlerini devirecekti. Esmeraldanın az önce ona bunu sorduğunu duymamış mıydı?
Hayır. Genç adamın ilgisizliğini cezalandırmayacaktı. Hiçbir faydası olmazdı. Genç kadın ne diyeceğini bilemedi. Daha sonra bir tane alırım.
Eğer senin için mahzuru yoksa ben bir tane alacağım. Percival genç kadını yalnız bırakarak, içeceklerin servis edildiği en yakın bölüme gitti. Tristan orada başka biriyle konuşuyordu. Percivalın ona doğru yaklaştığını gördüğünde gülümsemeye başladı. Günlerdir birbirlerini görmüyormuşçasına selamlaştılar. Leilia bunun öyle olmadığını biliyordu ama bir nedenle bu durum da onu rahatsız etmişti.
Cadı Kazanına geleli daha on beş dakika bile olmadan Percival en iyi arkadaşını ona tercih etmişti bile. Aslında genç kadın onu suçlamıyordu zira Nash burada olsaydı o da aynı şeyi yapardı. Percivalin ona özel muamele göstermesini beklemese de, genç adamın bir centilmen gibi davranmasını isterdi.
Parlak zırhı olan şövalye buraya kadardı. Genç adamın kendisini özel hissettirecek şeyler yapmaması aslında iyiydi. Percivalın yakın zamanda gelmeyeceği aşikârdı. Genç kadın konuşmak için birilerini bulabilirdi ama nedense bu düşünce onu daha da rahatsız etti. Ayrıca konuşmak isteyeceği tek bir kişi vardı ve o burada değildi. Belki de randevuyu, genç kadını daha da fazla hayal kırıklığına uğratmadan iptal etmeliydi. Kimi kandırıyordu ki? Randevu, daha başlamadan onu hayal kırıklığına uğratmıştı...
Leilia mantosunu aldı ve kahve dükkânından çıktı. Bir kâse patlamış mısır ve bir kadeh şarap ile evinde çok daha güzel vakit geçirirdi. Belki her ikisini de onunla paylaşmak isteyip istemediğini öğrenmek için Nash'i arayabilirdi. Düşündükçe çok daha iyi bir fikir gibi geldi genç kadına...
Percivala bakındı, ona ayrıldığını söyleyip söylemem konusunda karasız kalmıştı. Sonunda bu fikirden vazgeçti. Onun yerine telefonunu cebinden çıkartıp ona üzgün olduğunu ve ayrılmak zorunda kaldığını bildiren bir mesaj attı. Leilia telefonunu mantosunun cebine koyarken, kendi evi yerine Nashin apartmanın olduğu yönüne doğru yürümeye başladı. En iyi arkadaşını görmesi gerekiyordu.
BÖLÜM ÜÇ
Nash dairesine girdi ve Leilianın kendisine verdiği şarabı tezgâha koydu. Ceketini hırsla çıkarttı ve en yakındaki sandalyeye fırlattı. Daha doğrusu fırlatmaya çalıştı. Genç adam bir şekilde hedefi şaşırdı ve ceket yere düştü. Yerden alıp dolapta askıya asmaya deyip değmeyeceği konusunda karar verebilmek için uzun süre cekete baktı. İç çekerek ceketi yerden aldı ve onu en başta olması gereken yere koydu. Leiliaya hislerini söyleme planının istediği gibi gitmemesinin sorumlusu kıyafetler değildi. Genç kadının kendisine verdiği şarap şişesine bakıp bütün şişeyi tek başına içmeyi düşündü ama acıları içinde boğulmak için merlot şaraptan daha sert bir şeylere ihtiyacı vardı.
Yakınındaki dolaba gitti ve bir şişe viski çıkarttı. Aldığı viski bardağını ağzına kadar doldurdu. Nash bardağı ağzına dayadı ve içindekilerin hepsini bitirdi. İçki boğazını yakarak aşağı doğru yol alırken bu hisle baş edebilmek için kafasını salladı. Sonrasında bir bardak daha doldurdu. Dolu dolu üç bardak sonunda, oda kendi etrafında dönmeye başlamıştı ve genç adamın beynini rahatsız eden şey hafif hafif uyuşmaya başlamıştı. Nash bardağı tezgâhın üzerine bırakıp şişeyi aldı ve kanepeye çarpıp tökezledi. Nezaketle uğraşacak hali yoktu. Doğrudan şişeden de içebilirdi.
Yakınındaki dolaba gitti ve bir şişe viski çıkarttı. Aldığı viski bardağını ağzına kadar doldurdu. Nash bardağı ağzına dayadı ve içindekilerin hepsini bitirdi. İçki boğazını yakarak aşağı doğru yol alırken bu hisle baş edebilmek için kafasını salladı. Sonrasında bir bardak daha doldurdu. Dolu dolu üç bardak sonunda, oda kendi etrafında dönmeye başlamıştı ve genç adamın beynini rahatsız eden şey hafif hafif uyuşmaya başlamıştı. Nash bardağı tezgâhın üzerine bırakıp şişeyi aldı ve kanepeye çarpıp tökezledi. Nezaketle uğraşacak hali yoktu. Doğrudan şişeden de içebilirdi.
Nash viski şişesine sarılmış halde kendini kanepenin üzerine bırakıverdi. Uzaktan kumandaya uzandı ve televizyonu açtı. Ekranda iki kişi vardı, bir erkek ve bir kadın. İkiliden biri konuşmaya başlayınca Nash homurdandı. Merhaba ben Gawain Daly ve güzeller güzeli sunucu arkadaşım Jocelyn Stacy.
Adi herif diye ağzının içinde mırıldandı Nash. Gawain, siyah saçlarının bir tutamını alnından geriye doğru attı ve Jocelyn'e döndü. New York oldukça soğuk. Şu kalabalığa bir bakın! Yeni Yıla girerken bize katılacak çok kişi var. Ünlü gülüşünü kameraya gösterip sunucu arkadaşına döndü, Yeni Yıl kararlarını hazırladın mı?
Sen de kendine birkaç tane hazırlamalısın Gawain. diye söylendi Nash. Viskisi şişesini televizyona fırlatmamak için kendini zor tuttu. Onun yerine büyük bir yudumu ağzına aldı. Lisede geçirdiği günlerle barışacağını düşünmüştü, ama görünüşe göre bazı kişilere duyduğu kin asla bitmeyecekti.
Kendi adıma değişmesini istediğim bir şey yok. diye cevapladı Jocelyn. Peki, ya sen?
Mükemmel bir şeyi bozmak istemem elbette. Gawain göz kırptı. Peki, gece yarısı öpücüğü hakkında ne düşünüyorsun? Aklında özel birisi var mı?
Kaşları hareket etmese dahi sözleri bu hareketi destekler nitelikteydi. Nash kızgınlıkla söylendi. Gawain, açıkça Jocelynin kendisini öpmesini istiyordu. Nash, ünlü güzelin genç adamı geri çevirmesini diledi. Sonrasında biraz daha viski içti. Şişenin yarısı bitmişti. Bu hızla giderse gece yarısı olmadan şişenin tamamını bitirmiş ve kendinden geçmiş olacaktı.
Birkaç olasılık var. dedi Jocelyn arsızca. Sarışın kadın yanlış anlaşılmaya yer bırakmayacak şekilde dudaklarını yaladı.
Şans her zaman bu adi herifin yanındadır zaten. Şimdiye kadar neden televizyonu kapatmamıştı ki? İhtiyaç duyduğu en son şey, Gawain'in bitirdiği filminde birlikte oynadığı oyuncuyu öperek alacağı küçük sayısı seyretmekti. Şovalye üçlüsünün lideriydi. Percival ve Tristan o etrafta yokken daha iyi insanlardı. Şöhretini ve servetini bulmak için Californiaya gittiğinde Nash çok mutlu olmuştu. Genç adamın bu hedefine ulaşması da çok zaman almamıştı. Şans her zaman onun yanındaydı.
Kamera görüntüsü Yeni Yıl şarkısı çalarken düşmek üzere ayarlanmış ışık topuna doğru kaydı. Gawainın sesi hâlâ genç adamın televizyonunun hoparlöründen duyuluyordu. Gördüğünüz gibi top düşmeye hazır. İhtiyacımız olan tek şey gece yarısına ulaşmak, sonrasında hepimiz en mutlu Yeni Yıl için kadeh kaldıracağız. Şimdi Los Angeles ve Corbin Vale'deki kardeş istasyonlara bir göz atalım.
Nash bundan sonra televizyonun sesini kapattı. Leilianın geceyi Percival ile birlikte geçireceğini unutacak kadar viski içtiğini sanmıştı ancak bu düşünceyi kafasından çıkartamamıştı. Gawainin Jocelyni öpeceği gibi genç kadın da Percivalı gece yarısı öpecek miydi? Bu düşünce midesini bulandırmıştı. Bu kadar içtiği için pişman olmaya başlamıştı. Ama ne olacaktı ki... Zaten yeteri kadar batmıştı. İçmeye devam edebilirdi. Kaybedecek neyi vardı?
Biraz daha viski içti. Aşağı doğru inerken boğazını yakan yudumlar bir süredir aynı etkiyi göstermiyordu. Odanın içerisinde kapı vurulma sesi yankılandı. Genç adam hayal ettiğini düşündü ama kapı yeniden vuruldu. Nash oturduğu yerde doğruldu ve gözlerini kısarak kapıya doğru baktı. Yüz üstü yere düşmeden kapıya kadar gitmesine imkân yoktu. Kapı açık! diye bağırdı. Kimin onu görmeye geldiğini merak etmemişti bile. Ta ki kapı açılıp Leilia içeri girene kadar. Onun burada ne işi vardı? Percival ile neler olmuştu? Eğer genç kadına zarar verdiyse... Nash ayıldığında yaptığı her neyse ona ödetecekti. Kimse hayatının aşkını üzemezdi.
BÖLÜM DÖRT
Leilia, Nash'e daha önce onu hiç görmemiş gibi bakıyordu. Bu adam onun en iyi arkadaşı olamazdı. Nash şey gibi gözüküyordu... Sen sarhoş musun? Genç kadın kapıyı arkasından kapattı ve mantosunu çıkarttı. Eğer çok fazla içtiyse, ona bakması için birine ihtiyacı olacaktı.
Birkaç kadeh viski içmiş olabilirim. Genç adam yarısı boşalmış şişeyi havaya kaldırdı.
Lütfen bunun yeni bir şişe olmadığını söyle. Onu bu kadar çok içmeye iten şey ne olabilirdi? Bugün yılbaşıydı ama yinede Nash çok içki içen biri değildi. Ver şunu bana. Genç kadın şişeyi adamın elinden alıp onun uzanamayacağı bir noktada tezgâhın üzerine bıraktı. Senin derdin ne? Bütün gün çok garip davrandın.
Bir adam arada sırada huzur içerisinde içkisini içemez mi? Genç adam televizyona el salladı. Bak, şövalyelerinden biri. Hollywoodun en güzel kadınlarından birini daha ayarttığını görmeye hazır mısın?
Leilia televizyona göz attı. Gawain Daly televizyon ekranındaydı ve kesinlikle seyircilere karşı oynuyordu. O her zaman böyledi. Adam dikkatleri üzerine çeker ve ilgi odağı olurdu. Gawain çekiciydi. Kesinlikle bir yıldız kalitesi vardı. Güzel yüzünü ve çekici vücudunu kullanarak istediğini almıştı. Gawain hakkında bilgi sahibi olmasının tek nedeni Tristan ile olan bağıydı. Bir zamanlar Tristan ve Kuzeni Sage birbirlerinden ayrılmazlardı. Hâlâ onları neyin ayırdığını anlayamamıştı ama bu zaten üstüne vazife değildi. Sage, Gawain Hollywood için kasabadan ayrıldığı sıralarda ortadan kaybolmuştu. Genç kadın bazen ikisinin kasabayı terk etmelerinin bağlantılı olduğunu düşünürdü. Gawain veya sözde şövalyeler ile ilgilenmiyorum. Asla o üçlü arasında olmayı istememişimdir. Sözleri istediğinden daha terbiyesiz bir eda ile ağzından çıkmıştı.
O halde istediğin şey ne? Genç adam geveleyerek konuştu. Çünkü seni tanıdığımı sanıyordum ama görülen o ki tanımıyormuşum.
Leilia iç geçirdi. Kahve yapmamın bir sakıncası var mı? Sanırım bir fincan kahveye ihtiyacın var. Çünkü benim gerçekten ihtiyacım var. Genç adamı rahatsız eden şeyle başa çıkmak istiyorsa birkaç fincan kahveye ihtiyacı olacaktı.
Keyfine bak diye cevapladı genç adam. Ama ben istemiyorum. Bana viskiyi geri ver. Şu anda ihtiyacım olan tek şey o.
Leilia tezgâha doğru yürüdü ve kahve makinesinin altına bir kahve fincanı yerleştirdi. Makineye kahveyi koydu ve tamamen su ile dolduğuna emin olduktan sonra demleme düğmesine bastı. O gün genç adama verdiği şarap şişesini fark etti. En azından kaliteli şarabı bu sarhoşluk âlemi için heba etmemişti. Bu şarabın tadı alınmalı ve keyfi çıkarılmalıydı. Zil zurna sarhoş olmak için kullanılmamalıydı. Kahve demlendiğinde adama sevdiği gibi sade bir kahve hazırladı. Haydi, al bakalım diyerek genç adama verdi. Sıcak, sade ve yumruk kadar güçlü. İçtiğin viskinin yarısı güçte bir yumruk olsa da."