68. Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz.
69. Hamdi de bana aynı hislerle hitap eder gibiydi:
«Yazı filan yazıyor musun?» dedi.
«Ara sıra Şiir, hikâye!»
«Bir faydası oluyor mu bari?»
Gene güldüm.
70. O «Bırak böyle şeyleri canım!» diyerek pratik hayatın muvaffakiyetlerinden, edebiyat gibi boş şeylerin mektep sıralarından sonra ancak zararlı olabileceğinden bahsetti.
71. Kendisine cevap verilebileceğini, münakaşa edilebileceğini asla aklına getirmeden, küçük bir çocuğa nasihat verir gibi konuşuyor ve bu cesareti hayattaki muvaffakiyetinden aldığını tavırlarıyla göstermekten de hiç çekinmiyordu.
72. Yüzümde, pek ahmakça olduğunu adamakıllı hissettiğim bir gülümseme ile hayran hayran ona bakıyor ve bu halimle kendisine daha çok cesaret veriyordum.
73. «Yarın sabah bana uğra» diyordu. «Bakalım, bir şeyler düşünürüz. Sen zeki çocuksundur, bilirim; pek çalışkan değildin ama, bunun ehemmiyeti yok. Hayat ve zaruretler insana birçok şeyler öğretir
Unutma Erkenden gel, beni gör!»
74. Bunları söylerken mektepte kendisinin de ileri gelen tembellerden olduğunu tamamen unutmuşa benziyordu.
75. Yahut da, bunu burada yüzüne vuramayacağımdan emin olduğu için pervazsızca konuşuyordu.
76. Yerinden kalkar gibi bir hareket yaptı, hemen doğruldum ve elimi uzatarak:
«Bana müsaade!» dedim.
«Neden canım, daha erken Ama sen bilirsin!»
77. Beni yemeğe çağırdığını unutmuştum. Bu anda hatırladım.
78. Fakat o tamamen unutmuş görünüyordu. Kapıya kadar geldim.
Şapkamı alırken:
«Hanımefendiye hürmetler!» dedim.
79. «Olur, olur, sen yarın bana uğra! Üzülme canım!» diyerek sırtımı okşadı.
80. Dışarı çıktığım zaman ortalık adamakıllı kararmış, sokak lambaları yanmıştı.
81. Derin bir nefes aldım.
82. Hava, biraz tozla karışık da olsa, bana fevkalade temiz ve ferahlatıcı geldi.
83. Ağır ağır yürüdüm.
Упражнение 2
1. Проверьте правильность вашего перевода. Выполните задания к предложению, с которым работаете.
2. Прослушайте данное предложение (вместе со всеми ранее переведенными, если такие есть) в записи по ссылке ниже.
Ссылка на аудиозапись Kürk Mantolu Madonna Sesli Kitap гBölüm 1 Sabahattin Ali
* Ваша цель добиться полного понимания при сопоставлении слов из текста с их соответствиями в аудиозаписи.
Автор: Сабахаттин Али
KÜRK MANTOLU MADONNA. BÖLÜM 1
1
Словарь:
Şimdiye kadar до настоящего времени
tesadüf etmek случайно встречаться, сталкиваться
insan человек
tane штука, пучок (о пучке петрушки, например)
bir tane+si один из
benim üzerimde на мне, надо мной, на меня
belki возможно
tesir влияние
1. Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır.
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
a) Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi
Модель: Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi один из людей, с которым я случайно встречался до настоящего времени
Şimdiye kadar tesadüf ettiğin insanlardan bir tanesi один из людей, с которым ты случайно встречался до настоящего времени
и т. д.
b) benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır
Модель: benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır на меня оказал, вероятно, самое сильное влияние
senin üzerinde belki en büyük tesiri yapmıştır на тебя оказал, вероятно, самое сильное влияние
и т. д.
2. Переведите на турецкий язык.
Один из людей, с которыми я случайно встречался, оказал на меня, возможно, наибольшее влияние.
2
Словарь:
Aradan спустя, через
geçmek проходить
halde хотя
geçtiği halde = geç + tiğ+i halde (оборот Который -ДЫК+ прит. афф. + halde = несмотря на то, что )
türlü любой, всякий, всевозможный
tesir влияние
kurtulmak избавиться
2. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım.
Задания
1. Переведите на русский. Замените выделенное слово на слова: haftalar, yıllar. Переведите на русский.
Aradan aylar geçtiği halde
2. Переведите на русский язык, проспрягайте глагол по всем остальным лицам в этом же времени.
bir türlü bu tesirden kurtulamadım
3. Переведите на турецкий язык.
Несмотря на то, что с тех пор прошли месяцы, я не могу избавиться от этого влияния.
3
Словарь:
Ne zaman когда
baş başa наедине
kalmak оставаться
saf чистый, наивный
yüz лицо
biraz немного
dünya мир
uzak далёкий
buna rağmen несмотря на это
tesadüf etmek случайно встречаться, сталкиваться
zaman когда
tebessüm etmek улыбаться
bakış взгляд
göz глаз
önünde перед
canlanmak оживать
3. Ne zaman kendimle baş başa kalsam, Raif efendinin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor.
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
a) Ne zaman kendimle baş başa kalsam
Модель: Ne zaman kendimle baş başa kalsam когда я остаюсь наедине с самим собой
Ne zaman kendinle baş başa kalsan когда ты остаёшься наедине с самим собой
и т. д.
b) Raif efendinin saf yüzü, biraz dünyadan uzak
Модель: Raif efendinin saf yüzü, biraz dünyadan uzak лицо Раифа-эфенди, немного далёкое от мира (ни от мира сего)
Benim saf yüzüm, biraz dünyadan uzak Моё лицо, немного далёкое от мира (ни от мира сего)
и т. д.
c) bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları
Модель: bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları его глаза, горящие желанием улыбаться при виде случайного встречного
bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışlarım мои глаза, горящие желанием улыбаться при виде случайного встречного
и т. д.
d) buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor
Модель: buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor несмотря на это, его глаза, горящие желанием улыбаться при виде случайного встречного, оживают передо мной
buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları gözlerinin önünde canlanıyor несмотря на это, его глаза, горящие желанием улыбаться при виде случайного встречного, оживают перед тобой
и т. д.
2. Переведите на турецкий язык.
Всякий раз, когда я остаюсь наедине с собой, чистое лицо Раифа-эфенди, его глаза, немного отстраненные от мира, но, несмотря на это, желающие улыбаться при встрече с человеком, оживают перед моими глазами.
4
Словарь:
Halbuki в то время, как; однако
fevkalade исключительный, выдающийся
adam человек
değil не
4. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi.
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi.
Модель: Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Однако он выдающимся человеком не был.
Halbuki ben hiç de fevkalade bir adam değildim. Однако я выдающимся человеком не был.
и т. д.
2. Переведите на турецкий язык.
Однако он вовсе не был необыкновенным человеком.
5
Словарь:
Hatta даже
alelade заурядный
hiçbir никакой
hususiyet отличительная особенность
etrafımızda etraf+ımız+da вокруг нас, рядом с нами
yüzlerce сотни
görmek видеть
bakmak смотреть
geçmek проходить
bir+i один из
5. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi.
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi
Модель: her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi он был одним из людей, мимо которых мы, ежедневно сотнями видя вокруг себя, проходим не глядя
her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi он был одним из сотен людей, мимо которых я, ежедневно сотнями видя вокруг, прохожу не глядя
и т. д.
2. Переведите на турецкий язык.
На самом деле это был один из тех самых обычных людей, без каких-либо особенностей, мимо которых мы, ежедневно сотнями видя вокруг себя, проходим не глядя.
6
Словарь:
Hatta даже
Hayat жизнь
bilmek знать
taraf сторона
merak интерес, любопытство, беспокойство
vermek давать, вызывать (любопытство, например)
cihet аспект
muhakkak несомненно, очевидно
6. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı.
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
a) Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz tarafları
Модель 1: Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz tarafları известные и неизвестные нам стороны его жизни
Hayatının bildiğim ve bilmediğim tarafları известные и неизвестные мне стороны его жизни
и т. д.
Модель 2: Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz tarafları известные и неизвестные нам стороны его жизни
Hayatımın bildiğimiz ve bilmediğimiz tarafları известные и неизвестные нам стороны моей жизни
и т. д.
b) insana merak verecek bir cihet
Модель: insana merak verecek bir cihet аспект любопытный людям
bana merak verecek bir cihet аспект любопытный мне
и т. д.
c) memnun olmadığım muhakkaktı
memnun olmadığım muhakkaktı было очевидно, что я не (был) доволен
и т. д.
d) Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı.
Модель: Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı. Было очевидно, что в известных или неизвестных нам сторонах его жизни не было ни одного аспекта любопытного людям.
Hayatının bildiğim ve bilmediğim taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı. Было очевидно, что в известных или неизвестных мне сторонах его жизни не было ни одного аспекта любопытного людям.
и т. д.
2. Переведите на турецкий язык.
Было очевидно, что в известных или неизвестных нам сторонах его жизни не было ни одного аспекта любопытного людям.
7
Словарь:
Böyle так, такой
kimse некто, кто-то
görmek видеть
zaman время, здесь когда (оборот Который -ДЫК+ прит. афф. + zaman = когда)
çok много
kere раз
çok kere зачастую
kendi kendi+miz+e сами себя
sormak спрашивать
Acaba интересно, ли
bunlar эти (люди), здесь они
ne+den почему, зачем, от чего
yaşamak жить
bulmak находить, обнаруживать
7. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız: «Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar?
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
a) Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız
Модель: Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız когда мы видим кого-то такого (таких людей). зачастую мы себя спрашиваем
Böyle kimseleri gördüğüm zaman çok kere kendi kendime sorarım когда я вижу кого-то такого (таких людей), зачастую я себя спрашиваю
и т. д.
b) Acaba bunlar neden yaşıyorlar?
Модель: Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Интересно, зачем они живут?
Acaba bunlar neden yaşıyorum? Интересно, зачем я живу?
и т. д.
c) Yaşamakta ne buluyorlar?
Модель: Yaşamakta ne buluyorlar? Что они находят в жизни?
Yaşamakta ne buluyorum? Что я нахожу в жизни?
и т. д.
2. Переведите на турецкий язык.
Когда мы видим таких людей, зачастую мы спрашиваем себя: «Интересно, для чего они живут?» Что они находят в жизни?
8
Словарь:
Hangi какой, который
mantık логика
hikmet мудрость
bunlar эти (люди), здесь они
yeryüzü земля
dolaşmak бродить, скитаться
nefes almak дышать (досл. брать дыхание)
emretmek предписывать, приказывать, велеть
8. Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?»
Задания
1. Измените по всем падежам с переводом на русский.
bunlar
yeryüzü
almaları
2. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?
Модель: Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor? Какая логика, какая мудрость заставляет их ходить по земле и дышать?
Hangi mantık, hangi hikmet benim yeryüzünde dolaşıp nefes almamı emrediyor? Какая логика, какая мудрость заставляет меня ходить по земле и дышать?
и т. д.
3. Переведите на турецкий язык.
Какая логика, какая мудрость заставляет их ходить по земле и дышать?
9
Словарь:
Fakat однако, но
bu это
düşünmek думать
yalnız только
o тот
adam человек
dış внешний (внешняя сторона)
bakmak смотреть
9. Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız;
Задание
1. Измените по всем падежам с переводом на русский.
bu
adamların dışları
2. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız;
Модель: Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; однако когда мы так думаем, только внешнюю сторону этих людей мы видим;
Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarım; однако когда я так думаю, только внешнюю сторону этих людей я вижу;
и т. д.
3. Переведите на турецкий язык.
Однако когда мы так думаем, только внешнюю сторону этих людей мы видим;
10
Словарь:
da также, а, и
birer по одному, каждый
kafa голова
bu это
iç внутренний
istemek хотеть
işleme действие
işlemek совершать, обрабатывать, функционировать
mahkûm заключенный, пленный
işlemeye mahkûm здесь обречённый функционировать
dimağ разум
bulunmak находиться, присутствовать
netice результат, итог, исход, следствие
bunun neticesi olarak в следствии этого
kendilerine göre по их мнению, себе самим, им самим, у них самих
iç âlem внутренний мир
olmak быть
hiç никогда, вообще, совсем
akıl ум
getirmek приносить
akıl++ a getirmek задумываться
10. onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç âlemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz.
Задания
1. Переведите на русский язык, проспрягайте и/ или просклоняйте по всем лицам с переводом на русский язык.
a) onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu hiç aklımıza getirmeyiz.
Модель: onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu hiç aklımıza getirmeyiz. нам никогда не приходит в голову, что у них тоже есть голова, а внутри неё разум, обречённый функционировать, хотят они того или не хотят.
benim da birer kafam, bunun içinde, istesem de istemesem de işlemeye mahkûm birer dimağım bulunduğunu hiç akıllarına getirmez (ler). им никогда не приходит в голову, что у меня тоже есть голова, а внутри неё разум, обречённый функционировать, хочу я того или не хочу.